Muratpaşa Evde Masaj Hizmetleri – Masör Ece

Muratpaşa Evde Masaj Hizmetleri – Masör Ece

Muratpaşa Evde Masaj ama çevremdekilerin değerlerini ve yeteneklerini, üstmeşhurklerini sorgusuz sualsiz kabul ediyordum. Dünyam iki ana bölüme ayrılmıştı: iyilik ve kötülük. Ben, mutlulukla erdemin ayrışmaz bir beraberliği sürdürdükleri iyilik dünyasında yaşıyordum. Belirli acılar duyduğum oluyordu doğal; bunları hak edecek bir şey yapmadığıma da inanıyordum. Örneğin kafamı bir yere çarpıp şişiriyor, dirseğimi incitiyordum. Bir keresinde, egzama oldum, yüzüm bozuldu.

Bir keresinde, hekim, siğillerimi yaktı, cıyak cıyak bağırdım. Fakat bütün bu olaylar çabucak unutuluyor ve insanoğlunun, hak etmiş olduğu mutluluğu ya da acıyı bulacağı inancımı sarsmıyordu. Erdemle böylesine iç içe yaşamak, bana iyiliğin çeşitli dereceleri ve çeşitli biçimleri olduğunu öğretmişti. Ben cici, iyi bir kızcağızdım; arada bir kusur ettiğim de oluyordu. Alice teyzem, akşamdan sabaha, sabahtan akşama dua eder dururdu, cennete gidecekti dosdoğru; ama gene de, bana haksızlık etmişti.

Muratpaşa Evde Masaj sevgi ve saygı duymam ihtiyaç duyulan kişiler arasında, annemle babamın şu veya bu yüzden aforoz ettiği kimseler de vardı. Anneannemle dedem bile, süre vakit annemlerin dilinden kurtulamıyorlardı. Anneannemler, annemlerin çok sık görüştüğü, benim de pek sevmiş olduğim bir akrabamızla bozuşmuşlardı.

Muratpaşa Evde Masaj

Muratpaşa Evde Masaj bu nedenle annemlerle tartışmışlardı. “Kavga” sözünden nefret ederdim. Hem insanlar neden kavga ediyorlardı? Ve iyi mi kavga ediyorlardı? “Dalaşmak” sözcüğü de bana, hiç hoş olmayan bir tarzda dolaşmış yün yumaklan anımsatıyordu. Dalaşmak ve kavga etmek, maksimum pişmanlık uyandıracak hareketlermiş benzer biçimde gelirdi. Bu benzer biçimde durumlarda hep annemin tarafını tutardım. Lili teyzem, “Dün kimleri gördünüz bakayım?” diye sorardı. “Söylemeyeceğim işte, annem sakın söyleme diye tembihledi” derdim. Anneannemle teyzem anlamlı anlamlı bakışırlardı. Kimi zaman de, “Annen de boyuna bir yerlere gidiyor, değil mi?” diye tuhaf garip takılırlardı. Seslerindeki burukluk, küçümseyici ton, onları gaslımden düşürür, fakat anneme olan sevgimi saygımı hiçbir şekilde eksiltmezdi. Ama bu davranışları, onlara olan sevgimi de yok etmiyordu. Bunu doğal buluyor; ikinci derslik insanların bu tür yanlışlara düşmesinden bayağı hoşlanıyordum.

Çünkü, bence tanrılara özgü o mükemmellik, erdemlilik, yanılmazlık, yalnız Louise ve annemle babamda varolan bir nitelikti. İyilikle kötülük arasında alevden bir bıçak sırtı benzer biçimde kesin ayrım vardı. Aslabir vakit iyi ile fenanün karşı karşıya geldiğini görmemiştim. Kimi zaman annemle babamın sesleri yükselir, öfkelerine, kızgınlıklarına bakıp bakıp, en yakınların arasında bile bir kara kedi olduğuna hükmederdim. Bu kara kedinin kim olduğunu, veya tatsızlıkların çıkması için ne benzer biçimde günahlar işlenmiş bulunduğunu kestiremiyordum.