Muratpaşa Masaj Salonu-Bayan Masör Esra

Muratpaşa Masaj Salonu-Bayan Masör Esra Oğulları doyum noktasına ancak sporla ulaşır, spor onun için açlık gibidir. Hanım sürekli olarak fotoğraflar ve filmlerle karşılaştırılır. Birbirleriyle bağlantıları ve bağları olmayan aileler. Bu aileler steyşın model otomobillerin içinde de yaşıyor olabilirlerdi. Ve gereksinimları olan bütün araç gereçler otomobilin arka kısmınde, kısaca bagajda olurdu; kırbaç, sopa, zincir ve koca bebeklerin lastik korumaları… Günün birinde onların kadınları da erkeklerini rahat bırakacak ve süt vereceklerdir. Tepsilerin üstündeki şarap bardakları sallanır ve yüce sahipleri onları arkalarından, önlerinden kavrar; aslına bakarsak her bir yanlarından, parmakları içlerine girer ve çıkar, ağızları baldırlarını emer ve oyuncakları kırılır.

Artık dinlenebilirler. Bazı kuaförlerin yapıtları bozulmuştur, temizlikçi kadınlar için ise yeni işler ortaya çıkmıştır. Adamlar otomobillerine binip karılarının sıcak kollarına bir an önce kavuşma isteğiyle yanıp tutuşur. Kim kendi otomobilinin koltuklarından çekinir ki? Burada yalnız çikolata yenmez. Ve şimdi koltuklarda görülen ve oluşum nedenleri sadece bir şeye bağlı olan bu lekeler temizlenmelidir. Ancak leke genellikle kalıcı olur. Adam aslabir süre bugünden yarına ortadan yok olması imkansız. Çünkü o güzel evine ölesiye bağlıdır. Bu ona hakikaten yakışır! Acımak şeklinde bir duyguyu hanıma göstermek oldukça büyük bir kayıp olurdu.

Muratpaşa Masaj Salonu-Bayan Masör Esra

Muratpaşa Masaj Salonu-Bayan Masör Esra Çocuğun gözenekleri daha o denli ufaktır ki. Hanım, kaldırması ağır mutluluğunun baskısı altında gelip gider. Bir ihtimal baskıların hafifletilmesi mümkündür, ancak insanın konaklamasını engellemek asla. Hazır yemek birazdan adamın içinde pişmeye başlayacaktır. Burada yiyecek yiyeceği düşüncesi bile fermuarının ıslanmasına yol açar. İşyeri seyahatlerinin sonları genellikle ıslak bir sevinç içinde geçer. Bu tarz gezilerde insanoğluın içlerindeki gizli saklı kalan duygular ortaya çıkar. Aslına bakarsan hayatın büyük bir kısmı da olduğu yerde kalmak istemeyenlerden oluşmaz mı!

Değişim gelsin! İşte böylece huzursuzluk ortaya çıkar ve insanlar birbirlerini ziyaret etmeye adım atar. Ancak insanların unuttuğu ufak bir nokta vardır, insanlar gittikleri bölgelere kendilerini de taşırlar. Adamlar sosisleriyle oturmakta ve çatal bıçaklarıyla masaya vurmaktadırlar. Böylece kendilerine sunulacak deliklerin daha hızlı geleceği ümidini taşırlar. Ayrıca misafirperverliğin de gösterilmesi şarttır. Açıkçası burada yaşananların ne denli iğrenç olduğunu kimse kabullenmek istemez. Sekreterler bile bluzlarına yapılan hücumları gülümseyerek geçerler.