Muratpaşa Masaj Salonu

Tek istediği, zifiri karanlık. Şimdi adama bir şeyler öğretme sırası onda, dün kendisinin acıyı öğrendiği benzer biçimde. Adam razı oluyor, göz bağını düğümlüyor. Maria da onu izliyor. Artık ışığın zerresi bile sızmıyor, kör karanlıktalar şimdi. Yatağa kadar gidebilmek için el ele tutuşuyorlar. Hayır, yatmayalım. Her zamanki gibi oturacağız, yüz yüze, yalnız biraz daha yaklaşacağız ki birbirimize, dizim dizine değsin. Maria bunu yapmayı hep arzulamış, ama yeterince süre bulamamıştı hiç. Ne ilk sevgilisiyle ne de içine giren ilk erkekle. Ne de bin frank döken Arap’la. Muratpaşa Masaj Salonu

Muratpaşa Masaj Salonu

 

Kim bilir Maria’dan verebileceğinden fazlasını umut etmişti adam; öte taraftan bin frank da, Maria’nın bütün heves ettiklerini satın almasına yetmezdi. Bedeninden geçen, bacaklarının içinde gidip gelen, kimi zaman yalnız kendilerini, bazen de onu düşünen sayısız erkekle de bu şekilde bir şey yaşamamıştı Muratpaşa Masaj Salonu Maria. Kimi vakit duygusal hayallerle doluydular, kimi süre sadece bir tekrarlama içgüdüsüyle hareket ederlerdi, çünkü bir adamın bu şekilde davranması gerektiği söylenmişti onlara ve sürünün dışına çıkan erkekten sayılmaz, denilmişti. Maria günlüğünü düşünüyor. Artık dayanamıyor, önünde kalan haftalar göz açıp kapayana kadar geçse keşke ve işte bunun için veriyor kendini bu adama: gizli aşkının ışığı onda.

 

Asli günah Havva’nın elmayı yemiş olması değil, hissettiklerini Adem’le paylaşmaya ihtiyaç duyması; birinin yardımı olmaksızın yoluna devam etmekten korktuğundan. Bazı şeyler paylaşılmaz. Kendi arzumuzla daldığımız okyanuslardan korkmayalım; vehamet, bütün oyunları bozar. İnsanoğlu, cehennem ateşlerinden geçince anlar bunu. Birbirimizi sevelim, ama kimsenin sahibi olmaya çalışmayalım. Karşımda duran bu adamı seviyorum, Muratpaşa Masaj Salonu çünkü ona sahip değilim, o da bana haiz değil. Kendimizi verip vermemekte özgürüz. Bu sözcükleri onlarca, yüzlerce, milyonlarca kez tekrarlamalıyım, ta ki nihayetinde kendim de inanana kadar. Maria, birlikte çalıştığı fahişeleri düşünüyor. Annesini, kız arkadaşlarını aklından geçiriyor. Hepsi erkeklerin her günü topu topu on bir dakika için yaşamış olduğunı, bu uğurda servet dökmeye hazır bulunduğunu sanıyor. Oysa bu son aşama yanlış; erkeklerde de kadınlıktan bir parça var ve onlar da karşılarına birinin çıkması, hayatlarına anlam katması için can atarlar.